Her gün bir skandalla güne başlıyor ve yine bir başka skandalla güne veda ediyoruz. Daha biri son bulmadan bir diğeri başlıyor.
Aslında birilerine göre son buluyor bu skandallar çünkü genelde bütün bu skandallar yalan, sahte, montaj, dublaj, şantaj…
Milyonlar Taksim’de toplanıyor montaj… Binler mitingde toplanıyor milyonlar…
İnsanlar sokakta gazdan mahvoluyor yalan… Polis bizi koruyor, kahraman…
Bir takım ses kayıtları ortaya çıkıyor şantaj, montaj… Bir takım görüntülerden bahsediliyor, hiç ortaya çıkmayan çıkamayan ama varlar…
3. çoğul şahıs zamirleri ile ikiye bölünüyor, birbirimizle çarpıştırılıyor ve paramparça edilmeye çalışılıyoruz. Ama ben inanıyorum ki daha da bir kendimize geliyoruz.
Demek istediğim şu ki benim gibi bizim gibi sokaklarda olan, her an internet erişimine sahip bir kitlenin yanı sıra olayları sadece ve sadece hiçbir haberi yayınlayamayan, bastırılmış, onurunu kaybetmiş haber kanallarından öğrenen daha büyük bir kitle var. Onlara biz ulaşmazsak kimse ulaşmayacak. Karşıt görüşte de olsanız, tanımasanız da konuşun, anlatın, anlaşılmaya çalışın…Paylaşın insanlarla gerçeği, dilinizde tüy bitse de, zaman zaman gerilseniz de paylaşın işte.
Ve lütfen oy verin… “Kime vereceğim?” sorusunun içinde kaybolmadan, “bir oyla mı değişecek her şey?” demeden oy verin. Evet o bir oyla değişecek belki de her şey. Ve izleyin, ve yayın, ve inanın; sevgiyle…
Bunu size siyasetle en ufak bir ilgisi olmayan kendi, sevdikleri, kardeşi, bir gün doğacak çocuğu, torunları ve gelecek nesiller için endişelenen bir insan olarak yazıyorum.
Oy ver, lütfen…